ULUSLARARASI HUKUKTA BİLGİ EDİNME HAKKI
I. İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ
Bilgi edinme hakkına ilişkin uluslararası hukukta yapılan ilk ve en önemli gelişme, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 10.12.1948 tarihinde kabul edilen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’dir[1]. Bu Bildirge, doğu ve batı toplumlarının mutabakata vardığı ilk uluslararası belge olarak kabul edilmektedir[2].
Bilgi edinme hakkı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 19. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan madde şu şekildedir[3]: “Her ferdin fikir ve ifade hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malûmat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir”.
Bu bildirge ile bilgi edinme hakkı, uluslararası hukukta temel bir insan hakkı olarak kabul edilmiştir. Bilgi edinme hakkı, bilgiyi arama, elde etme ve yayma eylemlerinden oluşmaktadır[4]. Bu madde uluslararası hukukta bilgi edinme hakkının temelini oluşturur. Ayrıca “Article 19” olarak adlandırılan sivil toplum eylemine ilham kaynağı olmuştur[5].
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde bilgi edinme hakkı, ifade hürriyeti kapsamında değerlendirilmiştir. Bu düzenleme daha sonra yapılacak birçok ulusal ve uluslararası metne referans olmuştur[6].
II. MEDENİ VE SİYASİ HAKLARA İLİŞKİN ULUSLARARASI SÖZLEŞME
Bilgi edinme hakkı, Birleşmiş Milletler bünyesinde temel bir hak olarak kabul edilmektedir[7]. Bu sebeple, Birleşmiş Milletler nezdinde bilgi edinme hakkına yer veren bir diğer belge, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmedir. Ülkemizin de taraf olduğu söz konusu Sözleşme, BM Genel Kurulu’nda 16.12.1966 tarihinde kabul edilerek, 23.3.1976 tarihinde yürürlüğe girmiştir[8]. Ülkemiz bu sözleşmeyi, 2000 yılında imzalamış ve 4868 sayılı Kanun ile 18.6.2003 tarihinde onaylamıştır[9].
Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 19. maddesinde şöyle denmektedir[10]:
“1. Herkes, kimsenin müdahalesi olmaksızın istediği düşünceye sahip olma hakkına sahiptir.
- Herkes, düşüncelerini açıklama hakkına sahiptir; bu hak, herkesin, ülkesel sınırlara bağlı olmaksızın her çeşit bilgiyi ve fikri, sözlü, yazılı ya da basılı biçimde, sanat eserleri biçiminde ya da kendi seçeceği herhangi bir başka biçimde araştırma, edinme ve iletme özgürlüğünü de içerir.
- Bu maddenin 2. fıkrasında öngörülen hakların kullanılması, özel bazı görev ve sorumlulukları da beraberinde getirir. Dolayısıyla, bunlara bazı sınırlamalar da konulabilir; ancak, bu sınırlamaların yasalarda öngörülmüş olması ve;
(a) Başkalarının haklarına ve şöhretine saygı bakımından ve;
(b) Ulusal güvenliğin, kamu düzeninin ya da kamu sağlığı ve genel ahlakın korunması bakımlarından gerekli olması zorunlu olmalıdır.”
Bilgi edinme hakkı, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’de de ifade hürriyeti kapsamında ele alınmıştır[11]. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde olduğu gibi bu maddeye göre bilgi edinme hakkı, bilgiyi arama (araştırma), elde etme ve yayma eylemlerinden oluşmaktadır[12]. “Arama” eylemi idareye pozitif bir ödev yükleyerek bireylerin talep ettiği bilgiyi temin etme mecburiyeti getirmektedir[13]. Diğer bir ifadeyle, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, bireylere daha aktif bir rol vererek devleti bilgi edinme hakkının kullanılmasında pozitif manada mes’ul tutmaktadır[14].
Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ile getirilen düzenleme, bilgi edinme hakkının sınırları yönüyle Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nden farklılık arz etmektedir[15]. Şöyle ki, bilgi edinme hakkı Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde kabul edilmiş ancak sınırlarına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’de bilgi edinme hakkının sınırlarına ilişkin önemli düzenlemelere yer verilmiştir. Buna göre istenilen bilgi yasa ile istisna kapsamına getirilmeli ve bu istisna ulusal güvenliğin, kamu düzeninin ya da kamu sağlığı ve genel ahlakın korunması bakımlarından gerekli olmalıdır[16]. Aksi takdirde bilgi edinme hakkının ihlali söz konusudur.
III. MİLENYUM BİLDİRGESİ
Birleşmiş Milletler tarafından bilgi edinme hakkına ilişkin hazırlanan diğer bir düzenleme Milenyum Bildirgesi’dir. 6–8.9.2000 tarihinde New York’ta kabul edilen Milenyum Bildirgesi’nin 5. bölümünün 25. prensibinin son cümlesi ile halkın bilgiye erişme hakkının teminat altına alınmasının sağlanması gerektiği belirtilmiştir[17].
IV. AARHUS KONVANSİYONU
Çevre hakkının gerçekleşmesi için gerekli araçlardan biri de bilgi edinme hakkıdır[18]. Bu sebeple, Aarhus Konvansiyonu olarak bilinen Çevresel Konularda Bilgiye Erişim, Karar Almaya Halkın Katılımı ve Yargıya Erişim Sözleşmesi, 25.6.1998 tarihinde Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu tarafından kabul edilmiş ve 30.10.2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir[19]. 48 ülke ve Avrupa Birliği tarafından onaylanan bu Sözleşmeyi ülkemiz henüz onaylamamıştır[20]. Bu Sözleşme, hukuken bağlayıcı olup, çevreye ilişkin bilgi edinme hakkı konusunda ilk uluslararası metindir[21].
Devletlerin çevreye ilişkin konularda kamu kurumlarını halka açmalarını, mevcut ve gelecek nesillerin sağlıklı ve iyi bir çevrede hayatlarını sürdürmelerini amaçlayan Aarhus Konvansiyonu ile kamu yönetimlerinin elinde bulunan çevre ile ilgili bilgiye herkesin erişmesi hakkı, çevresel kararların alınmasına katılma hakkı ve çevre konularında yargıya başvurma hakkı düzenlenmiştir[22].
V. AVRUPA KONSEYİ KARARLARI
A. İdarenin İşlemleri Karşısında Bireyin Korunması Hakkında Karar
İdarenin İşlemleri Karşısında Bireyin Korunması Hakkında Karar, Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu tarafından 28.9.1977 tarihli ve (77) 31 sayılı karar ile kabul edilmiş olup, bilgi edinme hakkına ilişkin en önemli karar olduğu ifade edilmektedir[23]. Bu karar sadece bilgi edinme hakkını değil, aynı zamanda idari usul ilkelerini de düzenlemektedir[24]. Bu kararda düzenlenen ortak asgari ilkelerden biri “bilgi kaynaklarına giriş”tir. Bu Karar, talep edilmesi halinde ilgili kişiye, idari işlemden evvel bu işlemin tesisine dayanak teşkil eden tüm unsurlara ilişkin verilmesi mümkün her bilginin uygun bir tarzda iletileceği düzenlenmiştir[25].
B. Kamu Makamlarının Sahip Olduğu Bilgiye Ulaşma Hakkında Tavsiye Kararı
Bilgi edinme hakkına dair Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu’nca kabul edilen mühim tavsiye kararlarından biri de, Kamu Makamlarının Sahip Olduğu Bilgiye Ulaşma Hakkındaki Tavsiye Kararı’dır. Bu karar ile Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu, bilgi edinme hakkının sınırlanmasında uygulanacak bazı ölçütler kabul etmiştir[26]. Bu tavsiye Kararı, 25.11.1981 tarihli ve 81 (19) sayılı karar ile kabul edilmiştir[27]. Bu kararda; “Herkesin yargı ve yasama organı dışındaki kamu otoritelerinin elindeki bilgilere ulaşabilmesi,bunu güvence altına alacak uygun ve etkili araçların sağlanması,bilgiye erişimin özel menfaat koşuluna bağlanmaması,bilgiye erişimde eşitliğin sağlanması,bilgi istem başvurularının ‘makul’ bir süre içinde sonuçlandırılması, başvurunun reddinin mutlaka gerekçelendirilmesi,red işlemine karşı yargı yolunun açık olması gerektiği,bilgiye erişimin ancak demokratik bir toplumda zorunlu olmak koşuluyla ve belli gerekçelerle sınırlandırılabileceği” düzenlenmiştir[28].
C. Resmi Belgelere Erişim ile İlgili Tavsiye Kararı
Devlet yönetiminde aleniliğin ve kamuyu ilgilendiren konularda bilgiye erişimin kolayca sağlanmasının önemi dikkate alınarak, Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu’nun 21.2.2002 tarihinde Bakan Yardımcılarının katılımı ile 748. toplantısında hazırlanan “Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulunun Üye Ülkelerin Resmi Belgelere Erişimi ile İlgili Tavsiye Kararı”nda 11 madde kabul edilmiştir[29]. Bu karara göre resmi belgeler, hazırlık aşamasında olan bilgiler hariç, her hangi bir şekilde kaydedilmiş, çizilmiş veya kamu görevlilerince alınmış veya onların ellerinde bulunan ve her hangi bir kamu veya idari işleve bağlı tüm bilgileri ifade etmektedir (m. I). Anılan Tavsiye kararı sadece kamu yetkililerinin ellerinde bulunan resmi belgeleri kapsamaktadır (m. II). Yine Anılan Tavsiye kararı, Avrupa Konseyine üye ülkelerin kamu görevlilerinin elinde bulunan resmi belgelere, talep üzerine ve her hangi bir nedenle ayrım gözetilmeden herkesin erişebilmesini garanti edeceklerini öngörmektedir (m. III).
Bu tavsiye Kararı, bilgi edinme hakkına ilişkin ideal kuralları ve ölçütleri göstererek, resmi nitelikteki belgelere ulaşma hususunda kanuni düzenleme yapmak isteyen Avrupa Konseyi üye devletlere bazı tavsiyelerde bulunma amacıyla kabul edilmiştir[30]. Buna göre, bilgi edinme hakkına yönelik yapılacak düzenlemeler, idarelerin yeterliliğini ve tesir gücünü arttıracak ve bürokrasideki yozlaşma tehlikesini aşağı seviyeye düşürecektir[31].
VI. AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ
4.11.1950 tarihinde Roma’da kabul edilip, 3.9.1953 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, ülkemizce 4.11.1950’de imzalamış ve 10.3.1954 tarihli ve 6366 sayılı Kanun ile onaylamıştır[32]. Bu Sözleşme, alışılmış uluslararası sözleşmelerin dışına çıkarak bireyleri uluslararası hukukta hak sahibi konumuna getirmiştir[33]. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, bilgi edinme hakkını tanımakta, ancak bu konuda devlete pozitif edimde bulunma yükümlülüğü getirmemektedir[34].
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi şu şekildedir[35];
“1. Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, Devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine tabi tutmalarına engel değildir.
- Görev ve sorumluluklar da yükleyen bu özgürlüklerin kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi veya yargı erkinin yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması için gerekli olan bazı formaliteler, koşullar, sınırlamalar veya yaptırımlara tabi tutulabilir”.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, bilgi edinme hakkını ifade özgürlüğünün bir unsuru olarak kabul etmiştir. Bu madde daha önce Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’de ve Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi’nde düzenlenen bilgi edinme hakkına ilişkin düzenlemelere çok az farklılıklar dışında benzemektedir[36]. Diğer sözleşmelerde “aramak” ifadesi, AİHS’de “almak” olarak yer almıştır[37]. Bu ifadeden yola çıkarak, AİHS’nin bilgi edinme hakkı konusunda devlete pozitif bir sorumluluk yüklemediği belirtilmektedir[38].
Sözleşmenin 10. maddesi devlete negatif bir ödev yükleyerek sadece karışmamayı düzenlemektedir. Diğer bir ifadeyle bu madde erişilebilir nitelikteki belgelere bireyler tarafında ulaşılmasında, devletin karışmaması, herhangi bir şekilde müdahalede bulunulmaması gerektiğini düzenlemektedir[39].
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, uzun bir süre bilgi edinme hakkı ile ilgili davaları, AİHS’nin 10. maddesinden ziyade, özel hayatın gizliliği ve korunmasına ilişkin 8. maddesi kapsamında incelemiştir[40]. Leander/İsveç[41], Gaskin/Birleşik Krallık[42], Guerra vd./İtalya[43], McGinley ve Egen/İngiltere[44], M.G./Birleşik Krallık[45], Sirbu vd./Moldavya[46] gibi davalardan yola çıkarak AİHM’nin yaklaşımını, AİHS’nin 10. maddesinin vatandaşlara bilgilere erişim hakkı tanımadığı, devletin bireyleri bilgilendirme konusunda pozitif bir yükümlülüğünün bulunmadığı, AİHS’de tanınan diğer hak ve hürriyetlerin gerektirdiği ölçüde bireylerin bilgiye erişiminin bir hak olarak kabul edildiği, bilgi edinme hakkının bağımsız bir hak olmadığı ve ifade hürriyetinin bir unsuru olduğu şeklinde ifade edebiliriz[47]. Ancak Strazburg Mahkemesi, 2006 yılında Sdružení Jihočeské Matky/Çek Cumhuriyeti[48] kararı ile içtihadında değişikliğe gitmiştir. AİHM, bu kararında kamunun elindeki bir bilginin kamu yararı amacıyla istenmesi halinde idarece başvurunun reddine karar verilmesini, AİHS’nin 10. maddesi kapsamında kabul edilebilir olduğuna karar vermiştir[49]. Böylece AİHM’nin verdiği bu kararla, kamuoyunu ilgilendiren konularda bilgi alma hakkının 10. madde kapsamına gireceği kabul edilmiş, ancak bu hakkın kapsamı Mahkemece kesin bir şekilde belirlenmemiştir[50]. Mahkeme, daha sonra verdiği Társaság A Szabadságjogokért/Macaristan[51] kararında, kamuoyunu doğrudan ilgilendiren bir konuda bilgi edinme hakkının sınırlarını çizmiş, AİHS’nin 10. maddesinde yer alan bilgi alma özgürlüğünün “bilgiye erişim hakkının tanınmasına yakın” bir biçimde geniş yorumlandığını belirtmiş, kamu idarelerinin bilgiye erişimi engellememe sorumluluğu olduğunu vurgulamış ve bireysel bir menfaat ileri sürülmeden kamu yararına ilişkin bir konuda bilgi alma hakkını 10. madde kapsamında ele almıştır[52]. Öte yandan, AİHM bilgi edinme hakkını 8. madde kapsamında değerlendirdiği dönemde, kamunun sağlığını tehdit eden faaliyetin özel sektörden kaynaklansa dahi, devletin bu faaliyetin barındırdığı riskler hususunda ilgili halkı bilgilendirme sorumluluğunun olduğunu kabul etmiştir[53].
VII. AMERİKAN İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ
Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi 22.11.1969 tarihinde kabul edilmiş ve 18.7.1978 tarihinde yürürlüğe girmiştir[54]. Bu Sözleşmenin tarafları çoğunlukla Orta ve Güney Amerika ülkeleri olup, ABD ve Kanada bu Sözleşmeyi onaylamamışlardır[55]. Bilgi edinme hakkı anılan Sözleşmenin 13. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde metni şöyledir[56]: “Herkesin düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı vardır. Bu hak, sınırlar dikkate alınmaksızın, sözlü, yazılı ya da basılı olarak yahut sanatsal formda ya da bir kimsenin kendi seçeceği herhangi bir başka yolla, her türlü bilginin ve düşüncenin araştırılması, alınması ve yayılması özgürlüğünü de içerir.”
Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 13. maddesi ifade özgürlüğünün dışında, her türlü düşüncenin ve bilginin araştırılması, alınması ve yayılması haklarını da kapsamaktadır[57]. Böylece Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi, BM metinlerinde yer alan ifadelere yakın, ancak daha kuvvetli bir şekilde ifade hürriyetini ve bilgi edinme hakkını düzenlemiştir[58].
Diğer taraftan, Amerikalılar-arası İnsan Hakları Mahkemesi, kamunun kontrolündeki bilgilere erişim hakkını etkili bir şekilde korumuş ve devlet faaliyetinin sosyal kontrolünde bu hakkı etkin bir yöntem olarak görmüştür[59]. Uluslararası mahkemeler içinde Amerikalılar-arası İnsan Hakları Mahkemesi, Claude Reyes vd./Şile[60] kararı ile bilgi edinme hakkını kabul eden ilk mahkeme olmuştur[61].
VIII. AFRİKA İNSAN HAKLARI ŞARTI
Afrika İnsan Hakları Şartı, Afrika Birliği Organizasyonu tarafından 27.06.1981 tarihinde kabul edilmiş ve 21.10.1986’da yürürlüğe girmiştir[62]. Anılan Şartın 9. maddesinde bilgi edinme hakkı açıkça düzenlenmiştir. Madde hükmü şöyledir[63]:
“1. Her birey bilgi edinme hakkına sahip olacaktır.
- Her birey görüşlerini, hukuk çerçevesi içinde ifade etmek ve yaymak hakkına sahip olacaktır.”
Afrika İnsan Hakları Şartında bilgi edinme hakkına yer verilmesi önemli bir gelişmedir. Ancak bu şart diğer bölgesel nitelikteki sözleşmelerle kıyaslandığında, tanıdığı hakların korunmasında ve bu hakların uygulanıp uygulanmadığının takibinde nispeten daha zayıf bir sisteme sahiptir[64].
IX. AFRİKA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ PRENSİPLERİ BEYANNAMESİ
Afrika İfade Özgürlüğü Prensipleri Beyannamesi, 17–23.10.2002 tarihlerinde İnsan ve Halkların Hakları Afrika Komisyonu tarafından kabul edilmiştir[65]. Bilgi edinme hakkı anılan Beyanname’nin 4. prensibinde düzenlenmiştir. Söz konusu 4. prensip şu hükmü içermektedir[66]:
“1. Kamu otoriteleri, kendileri için değil ancak kamu yararının koruyucuları olarak bilgileri elinde bulundurur ve herkes, sadece kanunla öngörülen açıkça belirlenmiş kurallara tabi olmak kaydıyla bu bilgilere erişme hakkına sahiptir.
- Bilgi edinme hakkı aşağıdaki ilkelere uygun olarak kanunla güvence altına alınır:
Herkes, kamu otoritelerinin sahip olduğu bilgilere erişme hakkına sahiptir.
Herkes, bir hakkın kullanılması veya korunmasında zorunluluk olduğunda özel sektörün sahip olduğu bilgilere erişme hakkına sahiptir.
Bilgiye erişmenin reddedilmesi durumunda bağımsız bir otoriteye ve/veya bir mahkemeye müracaat mümkün olmalıdır.
Kamu otoritelerinin, bir istem olmasa bile, önemli kamu yararı gereği mühim bilgileri aktif olarak yayınlaması gerekmektedir.
Yaptırım uygulamanın meşru bir çıkara hizmet ettiği ve demokratik bir toplumda gerekli olduğu haller dışında, hiç kimse iyi niyetli olarak hukuka aykırı bir şekilde bilgi açıkladığından veya sağlığa, güvenliğe ve çevreye ciddi bir tehlike oluşturan bilgi açıkladığından dolayı yaptırıma tabi tutulamaz.
Gizlilik öngören kanunlar, bilgi edinme özgürlüğü ilkelerine uygun şekilde zorunlu olarak değiştirilir.
- Herkes, kamunun veya özel sektörün sahip olduğu kişisel bilgilere erişme ve güncelleme veya başka şekilde düzeltme hakkına sahiptir.”
Doktrinde, özel sektörün kamu kurumlarında olduğu gibi ticari sır niteliğinde olmayan bilgileri açıklaması gerektiği ifade edilmektedir[67]. Bu anlamda, Afrika İfade Özgürlüğü Prensipleri Beyannamesi’nin kamu otoritelerinin ellerindeki bilgiler dışında, ayrıca bir hakkın kullanılması veya korunmasında zorunluluk olduğunda özel sektörün sahip olduğu bilgilere erişmeyi düzenlemesi önemli bir gelişmedir. Gerçekten de gsm ve kargo şirketleri gibi bazı özel sektördeki firmaların ellerinde birçok bilgi mevcuttur. Özel sektörün elindeki bu bilgilere erişim dışında, idarenin bir talep olmadan önemli kamu yararı olan konularda mühim bilgileri aktif olarak yayınlaması gerektiğine ilişkin düzenlemeyi de ciddi bir gelişme olarak değerlendirmekteyiz. Zira çevre, insan sağlığı gibi bazı bilgilerin devamlı güncel bir şekilde duyurulması, günümüz teknoloji dünyasında idareler için zor değildir. Bunların aktif olarak yayınlanmasında önemli kamu yararı vardır.
X. AVRUPA BİRLİĞİ
Şeffaflık ve bilgi edinme hakkı Avrupa Birliğinin desteklediği konulardandır[68]. Avrupa Birliği ülkelerinden Hollanda, Danimarka, İsveç ve Finlandiya, bilgi edinme hakkı, açıklık ve şeffaflık gibi kavramların Avrupa Birliği içerisinde gelişmesine büyük katkı sağlamışlardır[69]. Avrupa Birliği’nin şeffaflığı, 1999 yılında Amsterdam Antlaşması yürürlüğe girmeden önce, iyi yönetim prensibi ve idarenin iç işleyişi kapsamında değerlendirilmiştir[70].
Avrupa ülkelerinin birbiriyle bütünleşmesi sürecinde etkileşim artmış, bu da kamu kurumları arasında mukayese yapılmasını kolaylaştırmıştır. Oluşan bu etkileşim sayesinde, şeffaflık gibi kamu idarelerinin verimliliğini arttıran ve halk tarafından da kabul gören uygulamalar, başka ülkelerde olupta kendisinde olmayan bazı ülkeler tarafından kendi iç uygulamalarına uyarlanmıştır[71]. Avrupa Birliğinde, Amsterdam Antlaşması ile belgelere erişim hakkı ilk defa bir Antlaşma seviyesine taşınmıştır[72].
A. Maastricht Antlaşması
Avrupa Birliğinin bilgi edinme hakkına ilişkin ilk kez ciddi yönelişi Maastricht Antlaşması ile olmuştur[73]. Bu Antlaşma 07.2.1992 tarihinde imzalanmış ve 01.11.1993’te yürürlüğe girmiştir[74]. Anılan Antlaşma’nın ekinde yer alan 17 sayılı Bildirge ile ilk kez, karar alma aşamasındaki şeffaflığın, idarelerin demokratik olma niteliğini ve bireylerin idareye karşı itimadını arttıracağı belirtilmiş ve bu hedefe ulaşmak için Komisyonun, Konseye rapor hazırlaması uygun bulunmuştur[75].
B. Davranış Kodu
Avrupa Birliği’nde bilgi edinme hakkı ile ilgili yaşanan bir sonraki gelişme 6.12.1993 tarihinde kabul edilen ortak Davranış Kodu’dur. Bağlayıcı nitelikte olmayan bu Davranış Kodu ile bireylerin Komisyon ve Konseyin elinde bulunan belgelere mümkün olan en kapsamlı bir biçimde erişimi esası benimsenmiştir[76]. Bu Davranış Kodu 3.12.2001 tarihine kadar yürürlükte kalmış ve bu tarihten sonra 1049/2001 sayılı Konsey Tüzüğü etkin olmuştur[77].
C. Amsterdam Antlaşması
Amsterdam Antlaşması, 02.10.1997 tarihinde imzalanmış ve 01.05.1999 tarihinde yürürlüğe girmiştir[78]. Bu antlaşma ile birlikte belgelere erişim hakkı Avrupa Birliğinde ilk defa bir antlaşma seviyesine taşınmıştır[79]. Avrupa Birliği’nin genişlemesi sürecinde bir dönüm noktası olan bu Antlaşma, 21. asır Avrupasını şekillendirmiştir[80].
Amsterdam Antlaşması’nın 255. maddesinde, Birlik vatandaşlarının ve üye devlette oturan, işyeri bulunan gerçek ve tüzel kişilerin, ilke ve sınırları Konsey tarafından belirlenmek şartıyla, Avrupa Parlamentosu, Konsey ve Komisyon’un belgelerine ulaşma hakları olduğu belirtilmiştir. Ancak bu Antlaşma ile anılan kurumlar dışında Avrupa Birliğinin diğer kurum ve organlarının elindeki belgelere erişim hakkı tanınmamıştır[81].
D. Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı
Avrupa Birliği vatandaşlarının sahip oldukları temel hakları ve Birliğin vatandaşlarına karşı olan yükümlülüklerini düzenleyen Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı, Ekim 2000’de kabul edilmiş ve Aralık 2000’de Avrupa Birliği Konseyi tarafından onaylanmıştır[82].
Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nın 8. maddesinde, herkesin kendisi ile ilgili toplanan veriye ulaşma ve değiştirme ve kişisel bilgilerinin korunması hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Aynı Şart’ın 11. maddesinde herkesin, ifade özgürlüğü hakkına sahip olduğu, bu hakkın, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ulusal sınırlarla kısıtlanmaksızın bir görüşe sahip olmayı, haber ve düşünceleri elde etmeyi ve bunları ulaştırma özgürlüğünü içerdiği ifade edilmiştir. Ayrıca yine Şart’ın 42. maddesi ile, Amsterdam Antlaşması’nda olduğu gibi, birlik vatandaşlarının ve üye devlette oturan, işyeri bulunan gerçek ve tüzel kişilerin Avrupa Parlamentosu, Konsey ve Komisyon’un belgelerine ulaşma hakları olduğu belirtilmiştir. Ancak bu düzenleme ile Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın elindeki belgelere ulaşma hakkı verilmemesi dikkati çeken bir husus olmuştur[83].
E. 1049/2001 sayılı Avrupa Birliği Konseyi Tüzüğü
Avrupa Birliği’nde bilgi edinme hakkı ile ilgili olarak atılan bir başka önemli adım 30.5.2001 tarihli ve 1049/2001 sayılı Avrupa Birliği Konseyi Tüzüğü’nün kabulüdür. Söz konusu Tüzük ile, en geniş kapsamda belgelere erişimi temin etmek için, Avrupa Parlamentosu, Konseyi ve Komisyon’unun elindeki belgelere erişim hakkını düzenleyen kamusal ya da özel menfaatler esasında prensip, şart ve sınırlar tespit etmek; bilgi edinme hakkının en kolay bir biçimde kullanılmasının temini için ilkeler saptamak ve bu konuda iyi idarî uygulamayı geliştirmek amaçlanmıştır[84].
Daha önce Avrupa Birliği metinlerinde yer alan “kaynak ilkesi”, 1049/2001 sayılı Avrupa Birliği Konseyi Tüzüğü ile kaldırılmış ve artık gerek kurum ve organların kendilerinin hazırladığı, gerekse de kendilerine başka yerlerden gönderilen tüm belgelere erişim mümkün hale gelmiştir[85]. Tüzüğün 2. maddesi ile, önceki düzenlemelere benzer bir şekilde, Birlik vatandaşlarının ve üye devlette oturan, işyeri bulunan gerçek ve tüzel kişilerin, 4. maddede belirtilen istisnalar saklı kalmak kaydıyla Avrupa Parlamentosu’nun, Konsey’in ve Komisyon’un ellerinde bulunan her türlü bilgiye erişebilecekleri düzenlenmiştir.
F. Avrupa İyi Yönetim Kodu
Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nda yer alan iyi yönetim hakkının daha detaylı düzenlenmesi amacıyla Avrupa Parlamentosu tarafından 06.9.2001 tarihinde İyi Yönetim Kodu kabul edilmiş ve bu Kod ile Avrupa Birliği vatandaşlarının kamu otoritelerinden neler bekleyebilecekleri ve kamuda görev yapanların görevlerini yerine getirirken dikkate almaları gereken prensipleri tespit etmiştir[86]. Ayrıca bu Kod ile sözlü veya yazılı bilgi talebinde bulunan bireylere, yetkili memurlarca açık ve anlaşılabilir bir biçimde bilgi verilebileceği kararlaştırılmıştır[87].
G. Avrupa İçin Bir Anayasa Oluşturan Antlaşma
Daha etkin, demokratik ve şeffaf bir Avrupa’nın oluşturulması ve organların işleyişiyle birlikte karar alma aşamasında müessiriyetinin ıslahı amacıyla 28.2.2002’de Avrupa Anayasası’nın hazırlanması için başkanlığını Valéry Giscard d’Estaing’in yaptığı 105 üyeden oluşan Avrupa Kurultayı oluşturulmuştur[88]. Bu Kurultay tarafından hazırlanıp üzerinde uzlaşılan metin, 29.10.2004 tarihinde Avrupa Birliği üye devletlerin devlet veya hükümet başkanları tarafından imzalanarak her üye devletin onayına sunulmuştur[89].
Belgelere erişim hakkı, Avrupa Anayasa’sının II. bölümünün 102. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre[90]; “Herhangi bir Birlik vatandaşı ve üye devletlerden birinde ikamet eden ya da kayıtlı merkezi üye devletlerden birinde bulunan herhangi bir gerçek ve tüzel kişi, Birlik kurumlarının, organlarının, ofislerinin ve dairelerinin belgelerine, bu belgeler hangi şekilde bulunursa bulunsun erişim hakkına sahiptir”.
Avrupa İçin Bir Anayasa Oluşturan Antlaşma, 18 Avrupa Birliği üye devleti tarafından onaylanmış, hatta İspanya ve Lüksemburg’da yapılan referandumlarla kabul edilmiş, ancak Fransa’da ve Hollanda’da 2005 yılında yapılan referandumlarda halktan yeterli desteği bulamayarak reddedilmiş ve bu gelişmeler bu Antlaşmanın yürürlüğe giriş prosedürünü sona erdirmiştir[91].
[1] KAYA, age., s. 127; AZER, age., s. 87; ŞENGÜL, agm., s. 228; TAŞKIN, agm., s. 195.
[2] AKAD Mehmet/DİNÇKOL Bihterin Vural, Genel Kamu Hukuku, 5. Baskı, İstanbul 2009, s. 265.
[3] 27.5.1949 tarih ve 7217 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan tercümeden alınmıştır.
[4] GÜNİ, age., s. 24.
[5] YAŞAMIŞ, agm., s. 26; KAYA, age., s. 128.
[6] AZER, age., s. 88.
[7] AKYILDIZ/DEMİR, agm., s. 599.
[8] YAŞAMIŞ, agm., s. 27; KAYA, age., s. 128; ÇALIŞKAN, agm., s. 489.
[9] AZER, age., s. 88; ÇALIŞKAN, agm., s. 489.
[10] http://www2.tbmm.gov.tr/d22/1/1-0589.pdf, ET. 11.11.2004.
[11] AZER, age., s. 89.
[12] KAYA, age., s. 129.
[13] SOYKAN, agm., s. 67; AZER, age., s. 89.
[14] SOYKAN, agm., s. 67.
[15] AZER, age., s. 89.
[16] KAYA, age., s. 129.
[17] KAYA, age., s. 129.
[18] AKYILDIZ/DEMİR, agm., s. 599.
[19] KAYA, age., s. 75; YAŞAMIŞ, agm., s. 28.
[20] United Nations Treaty Collection, https://treaties.un.org/Pages/ViewDetails.aspx?src=TREATY&mtdsg_no =XXVII-13&chapter=27&lang=en#1, ET. 20.11.2014.
[21] KAYA, age., s. 75.
[22] YAŞAMIŞ, agm., s. 29 ve 58; KAYA, age., s. 76; AZER, age., 90.
[23] KAYA, age., s. 132.
[24] AZER, age., s. 91.
[25] KAYA, age., s. 132.
[26] TC Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu, “Bilgi Edinme Hakkı: Teorik Çerçeve, Dünya ve Türkiye Uygulaması”, http://www.bedk.gov.tr/bilgi-edinme-hakki_113.aspx, ET. 16.11.2014.
[27] KAYA, age., s. 133.
[28] SÖZEN Süleyman/ALGAN Bülent, “İyi Yönetişim Araştırma Raporu”, 2009, s. 21, http://www.mulkiyeteftis .gov.tr/ortak_icerik/mulkiyeteftis/iyi_yonetisim.pdf, ET. 16.11.2014.
[29] AKŞENER Haşmet Sırrı/ÇAKMAKCI Ramazan, Açıklamalı, Gerekçeli Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, İstanbul 2004, s. 19-24; HIZ/YILMAZ, age., s. 127-131; KAYA, age., s. 133.
[30] KAYA, age., s. 133; AZER, age., s. 92.
[31] YAŞAMIŞ, agm., s. 42.
[32] KAYA, age., s. 130.
[33] GÖZÜBÜYÜK Şeref, Yönetim Hukuku, 28. Baskı, Ankara 2009, s. 487.
[34] SOYKAN, agm., s. 66.
[35] Avrupa Konseyinin resmi çevirisi esas alınmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Avrupa Konseyi yayınları, s. 11. Online erişim için bkz. http://www.echr.coe.int/Documents/ Convention_TUR.pdf, ET. 24.11.2014.
[36] KAYA, age., s. 131.
[37] TAŞKIN, agm., s. 199.
[38] AZER, age., s. 94.
[39] SOYKAN, agm., s. 66.
[40] SOYKAN, agm., s. 68.
[41] AİHM, Leander/İsveç, Başvuru No: 9248/81, (26.03.1987).
[42] AİHM, Gaskin/Birleşik Krallık, Başvuru No: 10454/83, (07.07.1989).
[43] AİHM, Guerra ve diğerleri/İtalya, Başvuru No: 14967/89, (19.02.1998).
[44] AİHM, McGinley ve Egen/İngiltere, Başvuru No: 21825/93 ve 23414/94, (09.06.1998).
[45] AİHM, M.G./Birleşik Krallık, Başvuru No: 39393/98, (24.12.2002).
[46] AİHM, Sirbu ve diğerleri/Moldavya, Başvuru No: 73562/01, 73565/01, 73712/01, 73744/01, 73972/01 ve 73973/01, (10.11.2004).
[47] DUYMAZ Erkan, “İfade Özgürlüğünün Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi Çerçevesinde Korunması Üzerine Bir İnceleme”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XVII, Y. 2013, S. 1-2, s. 1390-1391.
[48] AİHM, Sdružení Jihočeské Matky/Çek Cumhuriyeti, Başvuru No:19101/03, (10.07.2006), Kabul edilebilirlik kararı.
[49] SOYKAN, agm., s. 72.
[50] DUYMAZ, İfade Özgürlüğü, s. 1391.
[51] AİHM, Társaság A Szabadságjogokért/Macaristan, Başvuru No: 37374/05, (14.4.2009).
[52] DUYMAZ, İfade Özgürlüğü, s. 1392.
[53] DUYMAZ Erkan, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Çevrenin Korunmasına Katkısı”, İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Y. 2012, S. 47, s. 154.
[54] KAYA, age., s. 136.
[55] GEMALMAZ Mehmet Semih, Ulusalüstü İnsan Hakları Hukukunun Genel Teorisine Giriş, 6. Baskı, İstanbul 2007, s.1262.
[56] Mehmet Semih GEMALMAZ’ın çevirisi esas alınmıştır. GEMALMAZ Mehmet Semih, Ulusalüstü İnsan Hakları Hukuku Belgeleri, I. Cilt, Bölgesel Sistemler, İstanbul 2010, s. 729-761
[57] DUYMAZ, İfade Özgürlüğü, s. 1386.
[58] KAYA, age., s. 136.
[59] DUYMAZ, İfade Özgürlüğü, s. 1390.
[60] Amerikalılar-arası İnsan Hakları Mahkemesi, Claude Reyes ve diğerleri/Şile, Series C No. 151, (19.9.2006).
[61] BOYLE, age., s. 268.
[62] YANIK Murat, “1982 Anayasası’nın İnsan Hakları Anlayışının Uluslararası Belgeler ve Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında Değerlendirilmesi”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XII, Y. 2008, S. 1-2, s. 1143.
[63] Cemil KAYA’nın çevirisi esas alınmıştır. KAYA, age., s. 137.
[64] GEMALMAZ, Ulusalüstü İnsan Hakları Hukukunun Genel Teorisine Giriş, s. 1378.
[65] Article 19, “Declaration of Principles on Freedom of Expression in Africa”, 22 October 2002, http://www.refworld.org/docid/4753d3a40.html, ET. 16.11.2014.
[66] Cemil KAYA’nın çevirisi esas alınmıştır. KAYA, age., s. 137-138.
[67] YAŞAMIŞ, agm., s. 46.
[68] TAŞKIN, agm., s. 202.
[69] KAYA, age., s. 150.
[70] KAYA, age., s. 151.
[71] ŞENGÜL, agm., s. 222.
[72] KAYA, age., s. 151.
[73] KAYA, age., s. 152.
[74] TEZCAN Ercüment, “Maastricht ve Amsterdam Antlaşmaları Çerçevesinde Avrupa Birliği ve Batı Avrupa Birliği İlişkileri”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, C. 54, Y. 1999, S. 1, s. 143; BOZKURT Enver/ÖZCAN Mehmet/KÖKTAŞ Arif, Avrupa Birliği Hukuku, 4. Baskı, Ankara 2008, s. 28.
[75] KAYA, age., s. 152.
[76] KAYA, age., s. 153 -154.
[77] KAYA, age., s. 154.
[78] BOZKURT/ÖZCAN/KÖKTAŞ, age., s. 40.
[79] KAYA, age., s. 151.
[80] BOZKURT/ÖZCAN/KÖKTAŞ, age., s. 42.
[81] KAYA, age., s. 157.
[82] HIZ/YILMAZ, age., s. 33; KAYA, age., s. 159.
[83] TAKCI/TAKCI, agm., s. 55.
[84] HIZ/YILMAZ, age., s. 120; KAYA, age., s. 160.
[85] KAYA, age., s. 160.
[86] AKYILMAZ Bahtiyar, “İyi Yönetim ve Avrupa İyi Yönetim Yasası, Good Administration and Code of Good Administrative Behaviour”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 7, Y. 2003, S. 1-2, s. 149; KAYA, age., s. 197.
[87] KAYA, age., s. 198-199.
[88] AÇIKMEŞE Sinem Akgül, “Avrupa Birliği’nde Demokratik Meşruiyet Sorunu”, Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi, C. 2, Y. 2003, S. 4, s. 39.
[89] OĞUZLAR G. Özlem, “Avrupa Anayasası”, TBB Dergisi, Y. 2006, S. 65, s. 174.
[90] Cemil KAYA’nın çevirisi esas alınmıştır. KAYA, age., s. 169.
[91] BOZKURT/ÖZCAN/KÖKTAŞ, age., s. 60; Treaty establishing a Constitution for Europe, http://en.wikipedia.org/wiki/Treaty_establishing_a_Constitution_for_Europe, ET. 19.11.2014.
